top of page
Ara

Türkiye'de Dans Etmek -2: Merakımız sağolsun!

  • Yazarın fotoğrafı: Ecem Başak Albayrak
    Ecem Başak Albayrak
  • 18 Kas 2024
  • 2 dakikada okunur

“İnsanı canlandıran ise hikayesini anlamak, ona sahip çıkmak ve kendi ritmine saygı duymaktır” (Huzursuz Beyin, 2024).


Bundan 5 sene önce bir coşkuyla açıp, hemen sonrasında herkesten gizlediğim, dans hayatıma dair duygusal tecrübelerle ve ateşli eleştirilerle donattığım yazılarıma devam etme kararı aldım. Okurken yüzümdeki gülümsemeyle yaptığım yazı temizliğinden sonra COVID-19 ile aniden baltalanan azimli bitirme projemiz olan kısa dans filmi projemiz “Flow”a ait son toplu koreografi çalışmasını anlatan ve sonunda dans dünyasının değerlerine dair içimdeki ilk eleştiri bombasını patlattığım “Türkiye’de Dans Etmek” serisinin ilk yazısı olan “Kimlik Kaybı” nı bu sayfada tutmaya karar verdim. Dans dünyasında aktif olarak bulunuyorsanız, yaratmak ve kafanızı karıştıran mevzulara dair sizlere kıymetli memoir lar bıraktığımı düşünüyorum. İşte linkleri:






Üniversiteden mezun olduğum gün, benimle beraber hayatlarının bir bölümünü kapatan arkadaşlarımla “Ee, şimdi senin için sırada ne var? Ne yapacaksın?” sorusuna yanıtım “bir şekilde dans etmeye devam edeceğim ve akademi işlerini iyi beceriyorum o yüzden üniversitede öğretmen olacağım” idi. O zamandan bu zamana kadar üniversitelere olan ümidim kadar bakış açım da değişti ancak dans etmek ve özünde merak etmek istikrarlarını farklı dalga boylarında sürdürüyorlar. Bundan dokuz sene önce üniversiteye girdiğim ilk yıldan itibaren hali hazırda dans dünyasından edindiğim bedensel, politik, sosyal ve nice sorunsalları çözümlemeye başladığım yer üniversite oldu. Kütüphanesinde, okuduğum makalelerde, arkadaşlarımla yaptığım gece yarısı sohbetlerinde, hocalarımda buldum. Şu zamana kadar üniversite duvarlarının arasında edindiğim bir avuç deneyim bugün hala dans etmemi sağlıyor. Bana gelecekten bir miras olan umudu bahşetti (Huzursuz Beyin, 2024). Şunları fark etmemi sağlayarak:

1)     Yaşadıklarım yapısal sorunların bir parçası.

2)     Bu yüzden yaşadıklarımda yalnız değilim.


Çünkü günün sonunda yapmayı sevdiğimiz şeyi salt sevmek yeterli olmuyor ve tükeniyorlar. Değerlerle ve erdemlerle sevdiklerimizi yaşatabiliyoruz. Başka bir dünyanın hayalini gerçeğe dönüştürme ihtimalini düşleyebiliyoruz.


Öte yandan üniversite duvarları arasında bu sorunları, muhatapları duymayacak şekilde tartışmak çok tatmin edici ve de değil. Tatmin edici çünkü bu hava balonundan oluşan idea dünyasında beni anlayan sadece benim. Tatmin edici değil çünkü değerlerime ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum. O yüzden bu yazıları üniversite duvarlarının arasından taşıp size ulaşmasını istiyorum. Bu yazıları hem vicdani bir sorumluluk hem de bütün engellere rağmen bu sanat ve niceleriyle beslenmenin keyfini paylaştığımız bir oyun alanı olarak görüyorum.



Son olarak, bu yazın serisi hareketlerimize ilham, ateşimize yayılacak cesareti versin. Burası bizim oyun bahçemiz.





Referanslar

Huzursuz Beyin, A. (2024, Kasım 12). Tembellik mi umutsuzluk mu?. Huzursuz Beyin, https://huzursuzbeyin.com/so/87PCTz8os?languageTag=en&cid=48b6f480-f424-4483-be89-251452c6a990

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


  • Gri Vimeo Simge
  • Gri LinkedIn Simge
  • Gri Instagram Simge
  • Gri YouTube Simgesi

Ankara, TURKEY

bottom of page